DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21682460,16%
Isparta
24°

KAPALI

17:01

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

RESİM AÇIKLAMASI
RESİM AÇIKLAMASI
Harun Arslan

Harun Arslan

15 Ağustos 2023 Salı

    YEREL BASININ ÖNEMİ VE AKDENİZ GAZETESİ’NE DÜŞEN GÖREV

    YEREL BASININ ÖNEMİ VE AKDENİZ GAZETESİ’NE DÜŞEN GÖREV
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Özellikle salgın döneminde internet gazeteciliği ve yerel basın özel bir önem kazandı.

    Ulusal basından ülke genelinde haberleri alabiliyorsunuz ama yerel basın haberlerine ulaşmakta eksiklik oluyor.

    Bunun için güçlü bir yerel basına her bölgede gerek var.

    Yerel basının yerel konularda haber vermenin dışında ayrı bir önemli görevi var.

    Bunu yine bir Akdeniz kentinden tarihi bir hatırlatma ile anlatmaya çalışacağım;

    “Dış güçler” diye bir kavramı sıklıkla duyarız; çoğu insan bunu inandırıcı bulmaz, hatta bir kurmaca gibi alaycı bir dille küçümserler.

    İkinci Viyana kuşatmasından sonra Avrupalılar Viyana’nın girişinde Türklerin tekrar gelmesinden haberdar olmak için bir gözetleme kulesi kurmuşlar ve bir bekçi burada görevlendirilmiş. İlginçtir, görevli 1950 yılına kadar burada Türklerin gelmesini gözlemlemiş ancak o yıl buna son verilmiş.

    Yine Türkiye’yi hiç görmemiş Güney Amerika’da yaşayan Alman dostlarımdan, yaramazlık yaptıkları zaman çocuklarını “Türkler geliyor” diye korkuttuklarını duymuştum.

    Avrupa’da tarihsel bir Türk düşmanlığı ve korkusu hep var olmuştur.

    Bu korku ile Türkiye’nin güçlenmesini istememişlerdir.

    Yeni zamanlara gelelim:

    * Akdeniz’de kurulacak bir tersaneye karşı çıkılmış. Stratejik bir gereksinim ve ülkemize büyük katkı ve ciddi bir istihdam sağlayacak bu büyük proje engellendi. Engellemenin arkasında Alman Kondrad Adenauer Vakfı’nın olduğu ortaya çıktı.

    * Tüm dünya nükleer enerji kullanırken, yıllarca Türkiye’nin yapmasını engellediler. Akkuyu Nükleer Santralı’na karşı çıkışın arkasında Greenpeace Çevre Örgütü çıktı. Yine aynı Alman Vakfı Nükleer aleyhinde yazı yazan Mersin yerel gazetecilerini ödüllendirdi.

    * 10 yıl önce Balık Çiftliklerine karşı çıkılıp 1 milyar dolarlık yatırımın dış ülkelere gitmesinin arkasında da yine Greenpeace Çevre Örgütü vardı.

    * Almanya’da Alman lise öğrencilerinin Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı yaptıkları bir yürüyüşe ne demeli.

    * Bölgede yapılacak bir HESS’e Alman Yeşiller Partisi üyesi bir Meclis üyesinin bölgemize gelerek buna karşı çıkmasını nasıl yorumlayabiliriz.

    Ülkemize ve bölgemize büyük katkı verecek projelere yabancı çevreci örgütlerin binlerce kilometre uzaktan gelerek karşı çıkmaları da meselenin özünü oluşturuyor. Ülkemizin gelişmesine karşı çıkan yabancı örgütleri anlamak ve kabullenmek elbette mümkün değil; ama sorun şu: Çevreci görünümlü bu yabancı şer odakları, bizdeki benzen eylemleri niçin finanse ediyorlar, destekliyorlar ve kimi kez de bizzat katılıyorlar.

    Avrupa tarihi, emperyal amaçlarla dünyaya olmadık ağır sorunlar yükleyen kirli bir tarihtir; daha da ötesi, iki Dünya Savaşı ve bu süreçte soykırım gibi insanlığın en utanç verici acılarına neden olan Batı, hâlâ ve hep dünyanın neresinde olursa olsun Batı denetimine aykırı her ulusal çıkışı ezmek için ne gerekirse yapmaya çalışıyor.

    Bu konuda yerli işbirlikçiler bulma konusunda ise tarihin ger dönemecinde zorluk çekmiyorlar.

    Yukarda kısaca not ettiğim kalkınma çabalarımıza, utanç verici bir arsızlıkla hep karşı çıkılmıştır.

    Bu yalnızca bir ilde, dış güçlerin tespit ettiğimiz etkileri; kim bilir başka illerde ve ülke genelinde neler yapıyorlar?

    Türkiye’nin güçlenmesi Batı’nın en büyük korkusudur; buna karşı ellerinden geleni yaparlar ve muhalif güçleri desteklerler.

    Şimdi de dış basında Türkiye aleyhinde, Hükümet aleyhinde yapılan karşı propagandayı gereğinde anlayabildik mi? Üç oy hesabıyla bu ülkenin yüz akı başarılarına karşı duyarsız kalan, dahası bu çizgide dış devletlerden yardım kabul eden politika esnafını elbette not edelim; ama asıl mesele, devletimize, milletimize ve tarihimize bunca düşmanlık besleyen Batı’nin kirli tarihini ve beklentilerini unutmayalım.

    Siyaset, meseleler karşısında devletin tercihlerini ve çizgilerini anlatır; bunların geçici hesaplara alet edilmesi ise siyaset değildir! Tarihimizin en sert ve çıplak saldırılarıyla karşı karşıya olduğumuz son kırk yıllık dönem, siyaset anlayışımıza da köklü ve trajik değişimlere yol açtı. Şükürler olsun ki, halkımız büyük iradesiyle ve Anadolu irfanıyla bu konuda siyasete de yön veriyor; ağır yalanlarla ve sapkın algı operasyonlarıyla kirletilen kamu duyarlığını sahipleniyor ve koruyor. Bu bağlamda demokrasiye bağlılığını, sandığa olan güvenini ve saygısını örnek bir duyarlılıkla diri tutuyor. Devleti, milleti ve vatanı gündelik siyaset hesaplarının çok üzerinde bir duyarlıkla, hatta gerektiğinde günlük geçim kaygılarının ve geçici sıkışmaların dışında tutarak siyaset erbabına da ders veriyor.

    Umarım ve dilerim, seçimler sonrasında bütün bu konular çok daha yalın ve köklü bir yüzleşmeye neden olur; şüphesiz siyaset kurumu da değişen şatlar uyarınca dipten tepeye yeni bir düzene kavuşur. Özellikle Akdeniz Bölgesi hak ettiği nice üst seviyelere ulaşır.

    Bunlar içinde yerel basına önemli görev düşüyor.

    Bu projelere çevrecilik adına karşı çıkıp yazı yazanları Alman Vakıfları ödüllendiriyor.

    Buna karşılık ülke ekonomisine katkı sağlayacak, istihdam yaratacak projelere yerel basının destek vermesi gerekiyor.

    Yerel basın hem haber konusunda hem de bölgenin projelerinin gerçekleşmesine katkı vermesi konusunda çok önemlidir.

    Bu bağlamda yayına geçen Akdeniz Gazetesi’ni kutluyorum tüm Akdeniz’in gelişmesinde önemli katkılar vereceğine inanıyorum.

    Başarılar dilerim.

    HARUN ARSLAN